Bu makaleyi tüm partiler için ayrı ayrı yazmam daha doğru olur diye düşündüm fakat Ak Parti hali hazırda bu alanda pek de yönlendirmeye ihtiyaç duymuyor gibi hissettiğimden yalnızca CHP için bir çalışma yapmak daha doğru olacaktır diye düşündüm.
Reklamın dilini belirlerken toplumda karşılık bulacak bir dil belirlemek ilk adımdır. Ancak dilin seçimi kadar önemli olan bir nokta daha var ki o da hedef kitlenin doğru seçimidir. Bir siyasi partinin kemikleşmiş seçmeni ve ona belki oy verebilecek bir seçmen kitlesi muhakkak bulunur. Bir de asla oy vermeyeceğini düşünenler vardır. Siyasi partiler reklam kampanyalarını hazırlarken yalnızca kemikleşmiş kesimlerine yönelik çalışmalar yaptıklarında anca kendi oy oranlarını korurlar ki CHP’nin onca seçimdir başına gelen de budur. Hedef kitlesini yanlış belirlediğinden ötürü reklamları istenilen etkiyi bırakmamıştır. Gerçekleştirilecek olan reklam kampanyalarında ilk hedef olarak Ak Parti ve MHP seçmenini hedef almalı ve oy devşirmeye odaklanmalıdır. Ancak bunu nasıl yapacak?
Reklamcılıkta Ayna Nöronlar Nasıl Kullanılabilir?
Ayna Nöronlar zihnin empati merkezleridir. Gerçekleştirilecek olan reklam kampanyasında mutlaka ayna nöronları aktifleştirecek türde bir kampanya kurgulamak gerekiyor. Eğer Ak Parti tabanına seslenirken bir “Cumhuriyet Teyzesi” kullanırsanız o iş tutmaz. İlk olarak yapılması gereken Ak Parti tabanının da rahatsız olduğu konuları belirlemek ve bu konulardaki rahatsızlığı artırmaya yönelik adımlar atmaktır. Zira rahatsızlık arttığında neredeyse iki kutuplu bir ortama dönüşmüş parti ekosisteminde tek alternatif CHP’dir.
Yıllardır süregelen muhalefetin yaydığı korku pompalaması bir çok alanda ters tepmekte. Diktatör iletişimi sonucunda “olsun bizim diktatörümüz o” diyen geniş kitleler oluştu. CHP’nin odaklanması gereken mesajlar müftünün nikah kıyması ya da diktatörlük gibi kalıplardan çok Ak Parti’nin en çok gol yediği alanlar olmalı. Bunların başında FETÖ, yolsuzluklar, kadına yönelik şiddet geliyor. Reklamların dilinde ise daha net bir korku, daha fazla empati duygusuyla birlikte verilmeli, ancak empati duygusu dediğim gibi, Ak Parti tabanında uyandırılmalı. Örnek vermek gerekirse;
1- Muhacir Vakfı
Başörtülü (saçının bir kısmı görünmeyen, mümkünse feraceli) bir kadın ile hafif sakallı bir bey bir vakfın önünde dururlar. Vakfın tabelasında Muhacir Vakfı yazar. Yanlarında da 9 yaşlarında bir erkek çocuğu vardır.
– Bey, yavrumuzu bu vakfa gönderelim mi? Hem dinini de öğrenir ne dersin?
+ İyi olur aslında, hem Allah kelâmı da öğrenir.
– Haklısın, hem büyüklerimiz de bu vakıfla içli dışlılar, onların güvendiğine biz neden güvenmeyelim?
İçeri girerler, içeride yine hafif sakallı bir abimiz kendilerini nazikçe karşılar ve gelin sizi belletmenimizle tanıştırayım der. Belletmen gelir, çocuğun yüzünü yavaşça okşayarak pis bir şekilde sırıtır.
Packshot: Çocuklarımız için CHP.
Reklamı izleyen herkes reklamın neyden bahsettiğini anlar, çocuğun hiç yüzü gösterilmez böylelikle seçmen kendi çocuğunu onun yerine daha rahat koyabilir. Büyüklerimizin güvendiğine biz neden güvenmeyelim vurgusu ise golü atar. Seçmenin kalbine korku yerleştirilir, empati yapmalarına olanak sağlanır. Reklamda oynayan oyuncuların tamamen Ak Parti tabanındaki gibi giyinmesi, hareket etmesi şart. Özellikle kadın oyuncunun yüzünde hiç bir şekilde aşırı makyaj bulunmamalı ki CHP’nin yaptığı reklam işte böyle, bizi hiç tanımıyorlar yorumuna sebep olmasın.
2- Nargile Cafe
Yine hafif sakallı, takım elbiseli ama iyi bir göbeği olan abimiz bir nargile cafededir. Masasında üstüste koyulmuş telefon, zippo ve araba anahtarı bulunmaktadır. Telefonla konuşurken duymaya başlarız.
- Abi yeni bir sınav sistemi geliyormuş diye duydum, doğru mu?
- Ohh süper, süper (sırıtarak)
- Abi bizim yeni rezidansları biliyorsun, hani şu Belgrad Ormanları’nda olan. Senin kardeşine ondan bir tane hediye edelim diyorum, ne dersin?
- Elhamdüllilah abi, yeni sınav sisteminin detaylarını bekliyorum öyleyse.
Packshot: Adalet için CHP
Nargile salonlarındaki ihalecilerden her kesimin bıktığı şu dönemde onlara bir gönderme yapılarak Ak Parti tabanında, “ya bıktık sahiden bunlardan” aydınlanması yaşatılmalı.
3- Orman
Güneşli bir ilkbahar günüdür, bir ağacın üzerinde yukarı tırmanan bir sincap gelir kameranın karşısına, ağaç odaktan çıktığında bir kaç kelebek uçar, yerler yemyeşil, çiçeklerle doludur. Rahatlatıcı bir müzik eşlik eder görüntülere. Tam o anda yüksek ve rahatsız edici bir sesle motorlu testere sesi gelir ve kelebeklerin olduğu yere doğru bir ağaç devrilir, kuşların sesleri birden yükselir, sincaplar ve kelebekler kaçmaya başlarlar. Kamera ağacın devrildiği yöne doğru döner, iç karartıcı bir hava ve hüzünlü bir müzik eşlik eder. Kocaman bir şantiye belirir, ormana doğru yürüyen iş makinelerinin sesiyle packshot belirir.
Packshot: Nefes Alabilmek için CHP
4- Avrupa Birliği
Yavaş çekimle AB ve Türk Bayrağı olan bir masa görünür, uzun bir koltukta ise şişman ve kel bir adam oturmaktadır, kamera arkasından görür. Büyükçe masanın karşısında ise önü ilikli genç bir adam,
- Bakanım, sizin sosyal medyadan aldığınız etkileşimlere hayranım! Hiç yardımcı kullanmıyor musunuz?
- Yav ne gerek var yardımcıya, (masasındaki Kur’an’a vurarak) bu var ya elimde, başka şeye ihtiyacım kalmıyor, Bakara Makara gidiyoruz işte!
- Aman efendim, bir gören duyan olursa sıkıntı çıkmasın?
- Yahu ne olacak? En olmadı baş danışman oluruz, heheheh.
Packshot: Samimiyet için CHP
İzleyenlerin sinir küpü olacağına emin olduğum bir dialog bu.
Yani sözün özü, asıl hedef kitle CHP için Ak Parti tabanıdır. MHP’nin başka partiye oy verecek tabanı kalmamıştır. Hali hazırda var olanlar sadece MHP’ye oy veren başka partiyi düşünmeyen kemikleşmiş bir kitledir. Bu nedenle kemikleşmemiş yüksek oranda oyu bulunan Ak Parti tabanına doğru hareket etmek gerekiyor. Diğer yandan dikkat edilmesi gereken bir durum da HDP oyları. CHP’nin yapacağı en büyük yanlış HDP oylarına doğru oynamak olacaktır. Bu oynama sonucunda diğer iki partiden alacağı oyu tamamen kaybedecektir.
Mükemmel bir yazı olmuş. Tek solukta okudum. Emeğine sağlık. Umarım yanlış taraflara çeken olmaz.
Umarım olmaz, korkarak yayına aldım 🙂
Çok teşekkür ederim.
Emeğinize sağlık Haydar Bey
Bu tür mesajlar ve iletişim stratejileri hepimizin ihtiyaç duyduğu türden bir pencere açıyor. Danışmanlara ücret karşılığı yaptırılacak bir çalışma yapmışsınız.
Mesele sadece iletişim stratejisinde olsa haklısınız da CHP’nin meselesi bunun çok daha ötesinde. Bu açıdan ilerlendiğinde seçimlerde “kısmen” istenen neticeler dahi alınsa kısa sürede duvara toslanacağı bence kesin. Harika dijital reklamlar ile müşteri odaklı olmayan bir e-ticaret sitesine ziyaretçi çekmek ne kadar faydalı olursa bu tarz bir iletişim CHP’ye ancak o kadar fayda sağlar bence. Kısacası sorun çok daha derinlerde ve çok daha büyük!
Acaba bir gün CHP “iletişim”cileri bu yazınızı zahmet edipte okur mu? Ya gerçekten düşününce aslında en temel en basit ve en olması gerekeni yazmışsınız. Öyle ki bu işi size verseler çok daha derin bir planlama yapacağınızdan şüphe yok ancak reklamcılığımız ve insan kalbine, zihnine dokunma stratejilerimiz hep “aşırmak” üzerineyken, at gözlüklerinden sıyrılmak çok zor gözüküyor.
Yazınızı beğendim, önemli noktalar değinmişsiniz ama 1 ve 4 numaralı reklamların yanlış yerlere çekilerek bazı kişiler tarafından dezenformasyona uğratılarak karşı gol atılacağına o kadar eminim ki. Bunların dışında bahsettiğiniz kitlenin izlediği TV programlarında da anti propaganda yapılacağını düşünürsek ve muhalefetin elinde bu tarz(tv programı) bir propaganda seçeneği olmadığı için istenin etkiyi yaratabileceğini sanmıyorum.
Ama reklamlarınız acımasız ve bir o kadar etkili yöntemler.