Sunum yapmak kimisine göre oldukça basit, kimisine göre ise oldukça zor bir iş. Topluluk önünde konuşabilmek alışık olmayanlar için bir hayli utanç verici durumlara düşmeye sebebiyet vermekte. Ancak sunum yapmak yalnızca çıkıp konuşmaktan ibaret değil.
Hazırlık Aşaması
Sunumunuzu öncelikle slaytlara dökmeniz gerekmekte. Sunum hazırlarken Keynote ya da Powerpoint kullanmanız yeterli. Ancak Prezi gibi ekstra araçları tavsiye etmiyorum. Özellikle Prezi ile hazırlanan sunumlar oldukça basit oluyorlar, her ne kadar animasyonlar daha rahat hazırlanıyor olsa da çocuksuluğunu kaybettirmeniz neredeyse imkansız.
Ne anlatacağınıza karar vermeden de önce bir taslak hazırlamalısınız. Anlatacağınız şeye karar vermenizin ardından sunumun hizalaması ya da arkaplanları ile çok fazla uğraşmanız bütün konsantrasyonunuzu bitirebilir. Her sayfa için default olacak olan arkaplanınızı, kapağınızı ve teşekkür ekranınızı hazırlamanızın ardından konu başlıklarına geçebilirsiniz.
Kendinizi Dinleyici Yerine Koyun
Siz sunumunuzu yaparken nasıl bir anlatımı dinlemek istersiniz? Görsellerden arındırılmış, tamamen yazıların aktığı bir slayda bakmak ne kadar hoşunuza gider? Bunu aklınızdan asla çıkarmadan sunumun geri kalanına devam etmeniz gerekmekte. Bu nedenle önce ana konu başlıklarınızı hazırlayın. Sunumunuz için size ayrılan süreye göre zamanlama yaparak tek tek konu başlıklarınızı girin ve o slaytların tasarımlarını bitirin.
Elinizde artık sunumunuzun bir taslağı bulunmakta. Şimdi diğer ayrıntılara geçebilirsiniz. Sunumlarda en çok yapılan hatalardan birisi font seçiminde gerçekleşmekte. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Comic Sans MS fontunu mümkünse bilgisayarınızdan silmelisiniz. Yok öyle bir font unutun.
Bir slayttaki tüm harfleri italik, kalın ya da altı çizili yapmamaya özen gösterin. Onlar sadece dikkat çekmek istediğiniz noktalarda kullanabileceğiniz efektleriniz. Seçtiğiniz font ailesini tüm sunum boyunca kullanmalısınız. Tabii ki bu sadece fontunuz için değil tüm hizalamalarınız ya da kullandığınız efektler için de geçerli. Seçeceğiniz font kolay okunmak zorunda. Unutmayın, siz bilgisayarınızdan bakıyorsunuz ancak dinleyiciler o yazıları perdeden okumaya çalışacak ve büyük ihtimalle oldukça düşük bir kalitede yansımış olacak sunumunuz.
Renkleri Özenle Seçin
Metinleriniz ve arkaplan görselleriniz arasında mutlak bir uyum bulunmalı. Kullanacağınız renklerde Adobe Kuler’den yardım alabilirsiniz. Çok yakın renkler yerine zıt renklere yönelmek durumundasınız. Unutmayın, her rengin bir anlamı vardır. Sesleneceğiniz kitleye ve anlatacağınız konuya göre arkaplan ve metinlerinizin renklerini seçmelisiniz.
Full backgroundlar kullanıyorsanız -ki tercihiniz daima bu yönde olmalı- metinleriniz için opacitysi düşürülmüş arkaplanlar kullanmalısınız. Direkt olarak resmin üzerine yazılan yazılar genellikle okunamamaktalar.
Konu başlıklarını ve teknik kısmı tamamladık. Şimdi sıra içeriğe geldi.
Anlatacağınız Her Şeyi Yazmayın
Dinleyiciler biraz etkilenmeyi severler. Facebook’un üye sayısı başlığı altında net sayıyı yazmanız size etkilenme fırsatını kaybettirir. Dinleyiciyi etkileyebilmek için kurmanız gereken cümle şuna benzer olmalı: “Facebook’un 23 Nisan 2014 itibariyle aktif 1.28 milyar kullanıcısı bulunmakta, bunların 802 milyonu günlük olarak aktif kullanıcılardan oluşuyor.” Dilerseniz bir kağıda not edip çaktırmadan da bakabilirsiniz.
Anlamsız grafiklerden kaçının. Powerpoint’te öyle grafik taslakları var ki büyük ihtimalle programı yazanlar bile ne anlama geldiklerini bilmiyorlar. Herkesin bildiği grafik tiplerini kullanmaya çalışın. Ne kadar çok grafik varsa o kadar iyi bir sunum hazırlamış sayılmazsınız. Önemli olan içten anlatabilmek.
Sunum Aşaması
Size ayrılan süre eğer 30 dakika ise lütfen 30 dakikada sunumunuzu bitirin. Hazır çıkmışım ne çok şey bildiğimi göstereyim diye geçirdiğiniz her bir yeni dakika bir kişinin daha uyumasına sebep olacaktır. Sunum süresince mümkün olduğunca az yürüyün ama dümdüz de durmayın. Yere ya da yukarı bakmayın, her zaman dinleyicilerin gözlerine bakın ama sadece bir dinleyicinin gözüne de dik dik bakmayın.
Eğer heyecanlanırsanız bu sizin konuya hakim olmadığınız hissi uyandıracaktır. Böyle durumlarda pratik davranmalı ve dinleyicilere bir soru yöneltmelisiniz ya da bardağınızdan bir yudum su içebilirsiniz. Ancak sakın ama sakın kana kana su içmeye başlamayın. Dinleyicilerin konsantrasyonunu tamamen bozabilir ve bir daha toplayamayabilirsiniz.
Küçük salonlarda sunum yapmak oldukça zordur çünkü hem havasız olurlar hem de sürekli olarak yansıma ışığına maruz kalırsınız. Bu tip salonlarda sunumunuzu mümkün olduğunca kısa tutmalı ve kürsünüzden ayrılmamalısınız. Tabi kürsüde oturmayı sakın düşünmeyin bile.
Sunumunuzda bazı sayfaları birebir okuyabilirsiniz. Ancak sadece bazı sayfaları, hepsini değil. Hatta mümkünse cümle kalıbını birazcık olsun değiştirmenizde fayda var.
Eğer aşırı heyecanlanıyorsanız;
Sunum yaptığınızı unutun. Arkadaşlarınıza bir şeyler anlatıyormuşcasına davranın. Dünyanın sonu değil sonuçta. Samimi olun. Argo kelimeler ağzınızdan kaçarsa da kaçmamış gibi devam edin. Yanlış bir şeyler mi söylediniz? Özür dileyip utanıp sıkılmayın, sahne sizin. Doğal davranın.
Online cironuzu Growth Hacking Danışmanlığı ile artırmak, dönüşümlerinizi optimize etmek ister misiniz?